Haber

TBB Başkanı Sağkan: Enkazın Savcılık Talimatı Olmadan Kaldırılması Suç Olacak

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, “Deprem bölgesi şu anda tam bir hata bölgesi. Bu nedenle Cumhuriyet Başsavcılığı’nın denetim ve denetimi altındadır. Deliller öncesi” dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başta olmak üzere hasar gören belediye binaları ile belediye binalarının yıkılmaması ve çöken binaların enkazının kaldırılmaması gerektiği açıktır. . Savcılığın emir ve talimatı olmaksızın enkazın kaldırılması da kabahat teşkil eder” dedi.

Erinç Sağkan, bugün Ankara’da düzenlediği basın toplantısında TBB’nin deprem bölgesindeki faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Sağkan dedi ki:

“Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Evini ve evini kaybeden onbinlerce yaralı vatandaşımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

“BU BİZİM İNSANLIK TARİHİNDE GERİ DÖNEME SAHİP OLAN SÜPERİNSAN DAYANIŞMAMIZDIR, BİZİ HALA HAYATTA KALIYORUZ”

Deprem sadece 10 ilimizi değil tüm ülkemizi derinden etkiledi. Ortaya çıkan vahim duruma rağmen ayakta kalmamızı sağlayan, bu ülkenin bir parçası olmaktan gurur duymamızı sağlayan, insanlık tarihinde çok eskilere dayanan insanüstü dayanışmamızdır. Tarih boyunca onlarca kez olduğu gibi Anadolu coğrafyası bu yıkımdan birlik olma, yaralarını sarma ve ayakta kalma direnişiyle çıkacaktır. Depremzedelerin kardeşleriyle oyuncaklarını paylaşan çocuklarımız, hiç tanımadıkları insanları kurtarmak için enkaz altına giren yurdun dört bir yanından gelen kurtarma ekiplerimiz, ceplerindeki son parayı kampanyaya bağışlayan vatandaşlarımız, sağlık çalışanlarımız, kolluk kuvvetlerimize, çalışmalarda görev alan kamu görevlilerimize ve istekli vatandaşlarımıza, sivil toplum kuruluşlarımıza, hepinize minnet ve şükranlarımızı sunduğumuzu bilmenizi isteriz. Özellikle ilk andan itibaren deprem bölgesinde gece gündüz demeden çalışan baro başkanımız ve yönetim kurulu üyelerimiz, meslektaşlarımız ve baro çalışanları yaşadıkları kayıplara ve büyük yıkımlara rağmen bize ve tüm ülkeye ne kadar özverili olduklarını gösterdiler. -fedakarlık ve sorumluluk vardır. Acılarını paylaşmak dışında, bunun için şükranlarımızı ifade etmeyi görev biliyoruz. Deprem bölgesi dışında kalan 71 ilimizin barolarımız, başkanlarımız, idare meclisi üyelerimiz, meslektaşlarımız ve baro çalışanlarına, barolarımızla, meslektaşlarımızla ve deprem bölgesindeki vatandaşlarımızla dayanışma içinde gece gündüz demeden çalışan herkese sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. deprem bölgesi. En çaresiz anlarımızda bile ortaya çıkan bu büyük dayanışmayı asla unutmayacağız.

“YOK EDİLEN 10 İLDE 16 BİN AVUKATIMIZ VAR”

Depremden zarar gören 10 ilimizde 16 bin avukat arkadaşımız var. Bazı illerimizin depremden daha fazla hasar gördüğü, bazı illerimizin ise görece küçük çaplı tahribat yaşadığı göz önüne alındığında, 10 bini aşkın meslektaşımızın iş yeri ve lojmanlarının depremden doğrudan etkilendiğini ve kullanılamaz hale geldiğini değerlendiriyoruz. Bu da Türkiye’de yaşayan yaklaşık her 15 avukattan birinin depremden evini ve işyerini kaybedecek düzeyde etkilendiğini göstermektedir.

“ÖNCE PROFESYONEL BİR DAYANIŞMA AĞI OLUŞTURDUK”

Afetin yaşandığı 6 Şubat sabahı depremi duyar duymaz taziye, destek ve kan bağışı açıklamalarımızın ardından Türkiye Barolar Birliği’nin misyonlarını yerine getirmek için önce profesyonel bir dayanışma ağı oluşturduk. vatandaşlarımızla paylaştık. Bu sayede depremin boyutu hakkında şu an için tam bilgi sahibi olamasak da telefon hattı ile ulaşılabilen acil durum masasını kurduk.

Adalet Bakanlığı ve HSK yetkilileri ile sayısız görüşme ve yazışmalar yaparak olası hukuki ve mesleki konularda analiz önerileri sunmak ilk reflekslerimizden biri oldu.

İlk gün meslektaşlarımıza SYDF kapsamındaki yardımlarımızdan yararlanabileceklerini hızlıca hatırlattık. Mesleki dayanışma amacıyla kurduğumuz acil durum masası bir anda enkaz altında kalan veya ulaşılamayan avukat, yakınları ve vatandaşlara haber verildiği, tüm sorunların tespit edilerek aktif olarak çözülmeye çalışıldığı bir davet merkezi haline geldi. oluşturduğumuz davet merkezi ile çözülebilir.

“169 EV İÇİN MAÇ YAPILDI, 855 AVUKAT VE YAKINLARI EVLERDE MİSAFİR OLDU”

Oluşturulan merkez, deprem bölgelerinde kalacak yer bulamayan meslektaşlarımız ve yakınları için barınma kampanyası için de kullanıldı. Bu kapsamda dün gece itibarıyla 1.311 meslektaşımız evlerinin kapılarını açabileceklerini belirterek; 169 hane için eşleştirmeler yapılmış olup, konutlarda 855 avukat ve yakını ağırlanmıştır. Ayrıca Birliğimiz adına Litai Konukevi başta olmak üzere çeşitli misafirhanelerde 700’ün üzerinde avukat ve yakınları ağırlanmaktadır. İnsani ve mesleki dayanışmayla evlerini ve gönüllerini avukatlara ve yakınlarına açan tüm meslektaşlarıma huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum.

“ZARAR GÖREN MESLEKTAŞLARIMIZA DESTEK OLMAK İÇİN NAKDİ VE AYNİ YARDIM KAMPANYASINI BAŞLATTIK”

Depremde zarar gören meslektaşlarımıza destek olmak için nakdi ve birebir yardım kampanyası başlattık. Bu yardımlar sayesinde Sarsını bölgesinde verdiğimiz hizmetlerin bir kısmını hayata geçirdik. Bağışçılarımıza minnettarız.

Deprem sonrası tüm yönetim kurulu üyelerimiz arasında görev paylaşımı yapıldı ve ilk etapta ne yapılacağı planlandı. Bu kapsamda TBB Başkanı sıfatıyla ben ve bazı yönetim kurulu üyelerimiz deprem bölgesine hareket ettik. Başkanlık Divanı ve İdare Meclisi’nin geri kalan üyeleri de acil güçlendirme merkezimizde deprem bölgesine yardım için barolarımız ve meslektaşlarımızla birlikte hareket ettiler. Depremden etkilenen illerimizde incelemelerde bulunduk. İllerimizdeki barolarımızla birlikte zarar tespiti yaparken kısa ve uzun vadede neler yapılabileceğini değerlendirdik.

“İKİ ÖNEMLİ HUKUKİ BAŞVURU YAPTIK”

Depremden sonraki dört gün içinde iki değerli türev başvurusu yaptık. Bunlardan ilki, bant daraltma ve erişim mani tezleriyle ilgili olarak BTK ve Twitter’a yaptığımız bilgilendirme başvurularıdır. İkincisi ise 10 ilde meydana gelen yıkımlar nedeniyle planların yapımı, kontrolü ve onaylanmasında görev alanlar ile ihmal nedeniyle kayıpların artmasına neden olanlar hakkında olası kasten öldürme hatası kapsamında yaptığımız hata duyurularıdır. kurtarma çalışmasında. Bu hata duyurularında ayrıca delillerden kaçma ve delilleri karartma şüphesinden dolayı yasal işlem talebinde bulunduk. Bazı suç duyurularımız re’sen başlatılan soruşturmalarla birleştirilerek hazırlık numarası alınmış ve hukuki tedbir taleplerinin karşılandığı durumlar olmuştur. Örneğin, önde gelen müteahhitlerden biri bu soruşturmalar kapsamında yurt dışına kaçmak üzereyken havalimanında yakalandı.

“BARO DERNEĞİ HUKUKİ BİLGİ VE TECRÜBESİYLE DEPREMDEN ETKİLENEN VATANDAŞLARIMIZIN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEKTİR”

Hukuki boyutu itibarıyla, aktif bir soruşturma yürütülebilmesi için binlerce meslektaşımızla birlikte bir misyon üstlenmeye hazır olduğumuz Adalet Bakanlığı’na açık çağrı olarak ifade edilmiş ve hukuki yol gösterici olmuştur. Türkiye Barolar Birliği’nin 20 yıl önce hazırladığı depremzedeler raporu güncellendi. Kılavuz bu hafta itibari ile vatandaşlarımızın hizmetine sunulacaktır. Türkiye Barolar Birliği, genel bilgi birikimi ve tecrübesiyle, şoktan etkilenen vatandaşlarımızın yanında olmaya devam edecektir.

Ayrıca deprem bölgesindeki barolarımız ve meslektaşlarımız için konteyner, çadır, soba, battaniye, seyyar tuvalet ve diğer yardım malzemeleri temin edilerek bir kısmı deprem bölgesine, bir kısmı da deprem bölgesine gönderilecek. alan.

“VATANDAŞIMIZA HUKUKİ SÜREÇ HAKKINDA BİLGİLENDİRME VE HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAĞLAMAK İÇİN RAPOR ÇALIŞMALARI YAPACAĞIZ”

Sarsinti Uyum Merkezi, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından 12 Şubat 2023 tarihinde kurulmuştur. Depreme Uyum Merkezimiz, depremden etkilenen illerde istekli hukukçulardan oluşacak heyetler tarafından etkin bir soruşturma sürecinin yürütülmesine katkı sağlamak amacıyla raporlama ve hukuki süreç hakkında vatandaşlarımızı bilgilendirme faaliyetlerini yürütecektir. , delil toplamak ve korumak, vatandaşlara yasal başvurularda yardımcı olmak ve haklarını arama özgürlüğünü sağlamak; Yardım malzemelerinin tasnif edilmesi, saklanması ve hem çalışma arkadaşlarımıza hem de ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza ulaştırılması konusunda sorumluluk üstlenilecektir. senin için çalışacak

“TMMOB İLE ORTAK KOORDİNASYON KURULU KURULDU”

Bugün duyurduğumuz üzere Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ile ortak uyum konseyi kuruldu. Sahada tutulan delillerin karartılmaması ve raporlama çalışmalarında karşılıklı ihtiyaç duyulan teknik bilgi tek merkezde toplanacaktır. Davet ve ricamıza hemen cevap veren TMMOB’nin değerli lider ve yöneticilerine bu vesileyle teşekkür etmek istiyorum. Birlikte daha güçlü olduğumuzu biliyoruz.

“GEM KURTARMA EKİPLERİ, MÜLKİYET VE İDARİ YETKİLİLER VE HUKUK BÜROLARI BİRÇOK YERLEŞMEYE ÇOK GEÇ GERİ DÖNDÜ”

Depremin ardından deprem bölgesinde olması beklenen kurtarma ekipleri, mülki ve idari makamlar ile kolluk kuvvetleri birçok yerleşim birimine geç ulaşabildi. Geçmiş afetlerde olumlu katkıları ve destekleri kamuoyu tarafından takdirle karşılanan bu alanda uzman askeri birliklerin gönderilmesi ertelenmiş, ilerleyen günlerde görev sayısı artırılmıştır. Dördüncü derece alarm davetine olumlu yanıt veren uluslararası arama kurtarma ekiplerinin ülkemize kabulünde gecikmeler yaşandı. Ne yazık ki hala üzerinde çalışma yapılamayan binalar, yardım edilemeyen vatandaşlar, ziyaret edilemeyen köyler var.

“BAZI KAMU GÖREVLİLERİNİN İHMALİNİN OLDUĞU AÇIKÇA GÖRÜLÜYOR”

Depremin ardından bazı kamu görevlilerinin depremden etkilenen vatandaşların barınma ve beslenme gibi en temel ihtiyaçlarını karşılamayı ve ülkemizin her yerinden depremzedelere gönderilen yardımları ulaştırmayı ihmal ettikleri açıkça görülmektedir. zamanında ve aktif bir şekilde. Bu konuda adli ve idari sorumluların ivedilikle tespit edilerek haklarında yasal işlem başlatılması ve devam ettirilmesi için takipte bulunacağız.

“DEPREM SONRASI, HATAY İL VE İLÇELERİMİZ ÖZELLİKLE GÜVENLİK KONUSUNDA CİDDİ ZAYIFLIKLAR DENEYEN OLDUĞU GÖRÜNÜYOR”

Depremin ardından özellikle Hatay ilimiz ve ilçelerimizde güvenliğin sağlanması açısından önemli bir zafiyet olduğu anlaşılmaktadır. Vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamak devletin asli görevidir ve bu kamu hizmetinin sunulmasında süreklilik esastır. Hiçbir koşulda vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğinin sağlanamaması kabul edilemez. Böyle zamanlarda devletin birincil varlık nedeni bu güvenliği sağlamaktır.

“KİŞİLERE İŞKENCE VE İMKANSIZLIK GÖRÜNTÜLERİ KAMU GÜNDEMİNE GELİYOR”

Öte yandan bu zayıflığın sonucu olarak çeşitli hırsızlık ve yağma tezleri gündeme gelir; Ayrıca bu hataların faili olduğu iddia edilen şahıslara eziyet ve kötü muamele yönünde sahneler de kamuoyunun gündemine geliyor. Bu duruma birlik ve bütünlüğümüzü ve hukukun üstünlüğü ilkesini zedeleyecek ayrımcı bir nefret dili eşlik etmektedir. Azap ve kötü muamele yasağının mutlak olduğunun altını çizmek isteriz. Bu yasağın ihlali hiçbir koşulda kabul edilemez bir insanlık suçudur ve bu hatalar için zamanaşımı uygulanmadığını hatırlatırız. Hukuk devletinde herkes kanun önünde eşittir ve masumiyet karinesi, hataların ve cezaların kanuniliği ilkesi, suçu sabit oluncaya kadar geçerlidir. Bu konularda etkin soruşturmalar yapmak, failleri ortaya çıkarmak ve cezalandırmak devletin en değerli yükümlülükleri arasında yer alıyor.

“CEZA VE TUTUKEVLERİNDE MÜŞTERİLERİYLE GÖRÜŞMEK İÇİN ÇEŞİTLİ YÖNTEMLERDEKİ ZORLUKLARDAN KAÇINILMALIDIR”

Deprem bölgesindeki cezaevleri ve tutukevleri ile ilgili olarak kamuoyu gündemine de yansıyan, bazı tutuklu ve hükümlülerin kötü muamele gördüğü, işkence gördüğü ve hatta hayatını kaybettiği yönünde haberler geliyor. Bir hukuk devleti olmanın gereği olarak, bu iddia ve olaylarla ilgili olarak ilgili kurumlar tarafından detaylı, açık ve tatmin edici bilgiler sunulmalıdır. Bu konuda kamuoyunu tatmin edecek en değerli bilginin hukukçulardan geleceği unutulmamalı, çeşitli şekillerdeki zorluklardan meslektaşlarımız cezaevlerinde ve tutukevlerinde müvekkilleri ile görüşmeden vazgeçilmelidir. Unutulmamalıdır ki tutuklu ve hükümlülerin de hakları vardır ve bunların başında avukatı veya temsilcisi ile görüşme hakkı gelmektedir.

“DEPREM BÖLGESİ ARTIK TAM BİR CEZA ALANI”

İlk günden itibaren kamuoyunu en çok endişelendiren sorunlardan biri de depremde yaşanan kayıpların delillerinin gizlenmesi ve faillerin bulunup cezalandırılmamasıdır. Bu endişeleri ortadan kaldırmak mümkündür. Sarsıntı bölgesi artık topyekün suçun yeri. Dolayısıyla Cumhuriyet Başsavcılığının gözetim ve denetimi altındadır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve belediye binaları başta olmak üzere hasar gören binaların, soruşturmalara dayanak oluşturacak deliller ortaya çıkmadan yıkılmaması ve çöken binaların enkazının kaldırılmaması gerektiği açıktır. yapılacak toplanır. Savcılığın emir ve talimatı olmaksızın enkazın kaldırılması da suç teşkil edecektir. Bu konuda başsavcılıklarca derhal talimat verilmeli, kamuoyunu rahatlatacak tedbirlerin alındığı yönünde hem başsavcılıklar hem de Adalet Bakanlığı tarafından açıklamalar yapılmalıdır. Binlerce avukat arkadaşımızın delil çalışmalarında savcılıklarla birlikte çalışmak istediğini hatırlatmak isteriz.

“TÜRKİYE’DE YAŞAYAN HER 15 AVUKATTAN BİRİ BU DEPREMDEN AĞIR ETKİLENDİ”

Belirtilen sürelerin ertelenmesi ve duruşmaların ülke genelinde ertelenmesi yönündeki ısrarlı taleplerimize rağmen durdurma ve erteleme işlemlerinin kısmen yerine getirildiği kamuoyunun malumudur. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Türkiye’de yaşayan her 15 avukattan biri bu depremden ağır şekilde etkilendi. Öte yandan deprem bölgesinde yakınları bulunan onbinlerce meslektaşımız da ilk günden bu yana mesleki kaygılarını bir kenara bırakarak dayanışma faaliyetlerine katıldı. Üstelik bölgede tanıdık olmasa da millet olma şuuru, kedere ortak olmaktır. Meslektaşlarımız ve vatandaşlarımız Türkiye’nin neresinde olurlarsa olsunlar dava evraklarındaki son başvuru tarihlerini kaçırmak zorunda kalmasınlar. Yaşadığımız trajedi çok büyük. Mesleki korkuların insani kaygıların önüne geçmesini önlemek için gerekli yasal düzenlemeler istisnasız ve ivedilikle hayata geçirilmelidir.

Vatandaşlarımız şunu bilmelidir ki, afet sonrası işin bir gün, bir hafta, bir ay değil, önümüzdeki birkaç yıl için çalışmak gerekiyor. Türkiye Barolar Birliği, bir an önce yapılması gerekeni yapmaktan geri durmayarak, varlığını ve tüm bilgi birikimini önümüzdeki uzun döneme yayacak şekilde çalışmalarını sürdürecek; Depremin yol açtığı zararlardan sorumlu olanlar hakkında yürütülecek yargısal sürecin başından sonuna kadar müdahil olacak. Meslektaşlarımızın ve hemşehrilerimizin şüphesi olmasın. Milletimizin başı sağ olsun.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu